CRAD BLOG

KKDİK YÖNETMELİĞİ VE KİMYASAL GÜVENLİK DEĞERLENDİRME UZMANLIĞI

Turkchem Dergisi - 2018 Ocak-Şubat Sayısı

Ä°letiÅŸimin dünya tarihinde hiç olmadığı kadar geliÅŸtiÄŸi, yaygınlaÅŸtığı ve hız aldığı günümüz dünyasında artık bir geliÅŸmenin, bir haberin veya bir uygulamaya dair etkilerin dünya çapında yaygınlaÅŸması çok kısa sürüyor. Bu sayede dünyanın her yerindeki yeni geliÅŸmeleri takip edebiliyor ve yeni trendlerden haberdar olabiliyoruz. Bu ÅŸüphesiz ki endüstrileri de yakından ilgilendiriyor. 

YaÅŸamakta olduÄŸumuz dünyanın kaynaklarını hızla tüketiyor olduÄŸumuz bir gercek. Bu anlamda artık gerek kamu, gerek özel sektör adımlar atmak ve aksiyon almak gereÄŸinin farkında. GiriÅŸimciler de pazarda uzun soluklu yer alabilmek için daha sürdürülebilir ürünlere yönelmek gerekliliÄŸinin ayırdına (farkına ) varmış durumda. Kısaca bugün yeni bir buluÅŸ ya da ürünün baÅŸarıya ulaÅŸma ÅŸansı ancak sürdürülebilir ve çevre ve insana zararlılığı en aza indirgenmiÅŸ ise mümkün. Aksi takdirde ne kadar kullanışlı ve cazip olsa bile uzun vadede baÅŸarı saÄŸlaması ve yatırımcısına getiri saÄŸlaması mümkün deÄŸil. Otomotiv endüstrisini ele alalım mesela. Ne kadar ucuz, kullanışlı ya da konforlu olursa olsun bu saatten sonra fosil yakıt tüketen CO2 salınımı yüksek bir aracı imal ederek uzun vadede baÅŸarı saÄŸlamak mümkün deÄŸil. Åžüphesiz ki aynı örnek tüm endüstrilere uyarlanabilir. Bu perspektiften bakıldığında daha az zararlı ve daha sürdürülebilir ürünlere yönelmek ilk aÅŸamada giriÅŸimin ve yatırımın maliyetini arttırıyor gibi görünse de uzun vade ve sürdürülebilirliÄŸi açısından ele alındığında baÅŸarıya daha yakın olduÄŸu görülecektir. 

Kimya endüstrisi özelinde yaklaşıldığında geçmiÅŸ dönemlerde özelliklede sanayi devrimi ile birlikte hep hedefte yer almış bir endüstridir. Oysa unutulmamalıdır ki Kimya endüstrisi olmaksızın günümüz koÅŸullarında insan ve çevrenin refahını saÄŸlamak mümkün deÄŸildir. Bitki koruma ürünlerinden dezenfektanlara, ilaç endüstrisinden gıdaya, kimya ve kimyasal ürünler her yerde ve her alanda insana hizmet etmekte. O zaman yapmamız gereken gerek endüstriyel gerekse de günlük yaÅŸamda kimyasalları bilinçli kullanmak ve onların risklerini elimine edecek tedbirleri uygulamak gerekir. Ä°ktisadi anlamda baÅŸarı için de sürdürülebilir ve zararlılık açısından riskleri önlenebilir, yönetilebilir ürünlere yönelmek gerekir. 

1980’lerde baÅŸlayıp 2000’lerin baÅŸlarında hızlanan bir akım ile birlikte gerek BirleÅŸmiÅŸ Milletler gerek se de AB, Japonya, ABD gibi geliÅŸmiÅŸ ülkelerde Kimyasallara dair verilerin derlenmesi, risklerinin tespiti ve bunların yönetilmesi adına bir takım mevzuatsal geliÅŸmeler yaÅŸanmaktadır. Bu geliÅŸmeleri iki baÅŸlık altında ele alacak olursak bunlardan biri zararlılık iletiÅŸimi alanında diÄŸeri de kimyasallara dair bilimsel verilerin derlenmesi alanında gerçekleÅŸmiÅŸtir. 

ZARARLILIK İLETİŞİMİ
Kısaca deÄŸinecek olursak BirleÅŸmiÅŸ Milletler öncülüÄŸünde Kimyasallara dair zararlılığın ve bu zararlılığın gerçekleÅŸmemesi için kullanıcılar tarafından alınması gereken önlemlerin iletiÅŸimi için GHS (Global Harmonize Sistem) kurgulanmıştır. Ülkemizde de SEA yönetmeliÄŸinin 11 Aralık 2013 yılında yayımlanması ile GHS’i uygulayan ülkeler arasında yer almış ve global mevzuat ve rekabet açısından endüstrisini geliÅŸmiÅŸ endüstri ülkeleri seviyesine taşımıştır. Maddeler için 1 Haziran 2015 karışımlar için ise 1 Haziran 2016 tarihi itibarı ile GHS uyumlu olan SEA sınıflandırmasına ve etiketlemesine geçilmiÅŸtir. Tabi ki bu geçiÅŸ endüstri için maddi külfet ve iÅŸ yükü getirmiÅŸ ve geçiÅŸ sürecinde zorluklar yaÅŸatmıştır ancak spor yapan bir bedenin spor sonrası aÄŸrıları gibi bu yük ve külfet atlatıldıktan sonra endüstrimiz gerek iç gerek dış piyasada zararlılık iletiÅŸimini geliÅŸtirmiÅŸ hem de rekabet gücünü arttırmıştır. 


KÄ°MYASALLARIN KAYDI, DEÄžERLENDÄ°RÄ°LMESÄ°, Ä°ZNÄ° VE KISITLANMASI YÖNETMELİĞİ
Mevzuat alanında kimya endüstrisini ilgilendiren bir diÄŸer geliÅŸim de Kimyasallara dair bilimsel verilerin derlenmesi sureti ile elde edilecek verilerin kimyasalların kullanımını  Ä±slah amacı ile kullanılmasını öngören yönetmeliklerdir. Ä°ÅŸin özü açısından yaklaÅŸacak olursak esasen bu yönetmelikler kimyasalları kendilerini izaha davet eden bir yaklaşımdır. Yani kimyasalların çevre ve insan saÄŸlığı açısından töhmet altında kalmasındansa haklarındaki bilimsel verilerin derlenmesi, bu verilerin deÄŸerlendirilmesi sonucunda risklerinin nasıl ıslah edilebileceÄŸinin tespiti, riskleri elimine edilemeyenlerin kullanımının izne baÄŸlanması ya da kısıtlamaya tabi tutulması amaçlanmaktadır. 

Åžimdi gelelim bu yönetmeliklerin bizlere getireceÄŸi faydalara: Bunları bazı güncel ve yaÅŸamsal örnekler kullanarak açıklamakta fayda görüyorum. Otomobiller vazgeçemeyeceÄŸimiz araçlarımız. Teknolojik geliÅŸmeler ve yapılan yollar ile her geçen gün daha hızlı ve daha konforlu yol almamızı saÄŸlıyorlar. Ancak diÄŸer bir yandan da hızlandıkça daha tehlikeli hale geliyorlar. Bunu kontrol altına almak için ise otomotiv endüstrisi her geçen gün yeni teknolojiler ortaya koyuyor. Eskiden arabalarımızda yer almayan airbag, gergili aktif emniyet kemeri ve benzeri birçok donanım bizi daha da hızlanan araçlarımızla yaptığımız yolculuklarda güvende kalmamızı ve daha az zarar görmemizi saÄŸlıyor. 70-80’lerde lüks bir opsiyon olan bu tür donanımlar ise artık bir aracı piyasaya sürebilmenin ön koÅŸulu. Ä°ÅŸte bahsi geçen mevzuatlar da böyle. 

Kimyasallardan vazgeçemeyeceÄŸimize göre onların risklerini önce verileri derleyerek (KAYIT) tespit etmemiz (DEÄžERLEME) ve alınacak çeÅŸitli önlemlerle var ise bu zararlılıkları ıslah ve elimine etmemiz gerek. EÄŸer ki zararlılık her ÅŸeye raÄŸmen bazı koÅŸularda ıslah edilemiyor ise bu koÅŸullar için kullanımı kontrol altına almak (Ä°ZÄ°N) ya da bazı durumlar için de yasaklamak (KISITLAMA) durumundayız.  
GeliÅŸmiÅŸ ekonomilerde bu alanda 1960’lara dayanan mevzuat çalışmaları yaÅŸanmış ve her takip eden dönemde sistemin daha iÅŸlerlik kazanmasına yönelik geliÅŸtirmeler yapılmıştır. Son ve güncel olarak  A.B.’de yayımlanan REACH mevzuatı bu konuda atılmış olan en kapsamlı adım olarak  karşımıza çıkmış ve global bir etki yaratmıştır. REACH ve benzeri anlamına gelen ‘’REACH like regulations’’ kavramı altında birçok ülkede benzer mevzuatlar devreye girmiÅŸtir. ABD, Kanada, Çin, Malezya, Güney Kore, Tayland, Tayvan, Japonya ve Rusya bu alanda mevzuat yayımlayıp kimyasalları kontrol altına almayı hedefleyen ülkeler olarak sıralanabilir.  

Türkiye Cumhuriyeti olarak Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı tarafından 23 Haziran 2017 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan KKDÄ°K (Kimyasalların Kaydı, DeÄŸerlendirmesi, Ä°zni ve Kısıtlanması) YönetmeliÄŸi ile yurdumuz da bu konuya dair yasal gereklilikler ortaya konulmuÅŸ oldu. Evet, endüstri için yeni bir külfet ve yük getireceÄŸi yadsınamaz bir gerçek, ama getirecekleri, öÄŸretecekleri açısından deÄŸerlendirildiÄŸinde endüstrimizi geliÅŸtirici olacağı ve rekabet gücünü arttıracağı da bir gerçek. 

Haydi birlikte uygulanmamış olduÄŸunda getireceÄŸi sonuçları ve uygulanmasının getirecekleri hakkında biraz kafa yoralım. Öncelikle bir takım kimyasallar için kısıtlama getirecekseniz bir hukuk devleti ve Dünya Ticaret Örgütünün bir üyesi ülke olarak bunun için nedenler ortaya koymanız gerek. Elinizde deÄŸerlendirmeye tabi tutulacak veri mevcut deÄŸil ise neye dayanarak bir takım kimyasalların ülkemizde kendi halinde, karışım içerisinde veya bir eÅŸyanın içerisinde pazara sürülmesini engelleyeceksiniz. Demek ki diÄŸer ülkelerde kısıtlanmış olan kimyasalların satılabildiÄŸi bir çöplük Pazar olmamak için bilimsel dayanaÄŸa ve bu dayanak için de KKDÄ°K’in KAYIT dosyası adı verilen verilere ihtiyacımız var. Bu ÅŸekilde bu verilere dayalı olarak yetkili otoritelerin yapacağı DEÄžERLENDÄ°RME sonrasında hem kimyasalların zararlılıkları ve kullanımı hakkında veri sahibi olabilecek hem de bu verilerin deÄŸerlenmesi yoluyla hangi kimyasalı kısıtlamamız veya kullanımını izne baÄŸlı hale getirmemiz gerektiÄŸini tespit edebilmiÅŸ olacağız. 

Kimyasalların herhangi bir deÄŸerlemeye, veriye dayalı olarak kısıtlamaya tabi tutulmadığı mevzuat ortamında üretilen ürüne gerek iç gerekse de global pazarda hangi tüketici ya da aracı güvenebilir ki. Dolayısıyla mevzuatların uygulanması uzun vadede yurdumuz menÅŸeili ürünlerin itibar yitirmeksizin tercih edilmesini ve sürdürülebilirliÄŸini saÄŸlayacaktır. 

Yine aynı ÅŸekilde ARGE açısından deÄŸerlendirilecek olursak, KKDÄ°K Mevzuatının getireceÄŸi hükümler açısından deÄŸerlendirildiÄŸinde ARGE faaliyetlerinin mevzuat anlamında sürdürülebilir ürünlere yönelmesi gereÄŸini ortaya çıkaracaktır. ARGE faaliyetleri doÄŸrultusunda bir kimyasal ürün veya madde ortaya koymanız o madde ile ilgili zararlılık deÄŸerlemesini en baÅŸta ortaya koyma gereÄŸini doÄŸurur. Yoksa sonuçta yakın vadede kontrol altına alınamayan zararlılıkları nedeniyle kısa sürede kısıtlanabilecek bir maddenin keÅŸfi için birçok para ve iÅŸgücü kaybetmiÅŸ olursunuz.  

KKDÄ°K KAPSAMINDA KÄ°MYASAL DEÄžERLEME UZMANI 
KKDÄ°K YönetmeliÄŸinin endüstriyel hayata getirdiÄŸi yeni konsept ve yükümlülüklerden biri de Kimyasal DeÄŸerlendirme Uzmanı gerekliliÄŸi. YönetmeliÄŸin A.B. REACH mevzuatına kıyasla önemli farklarından biri olan Ek-18, Kimyasal DeÄŸerlendirme Uzmanlığı ve bu uzmanların eÄŸitimi ve sınavına dair detaylar içeriyor. 

Türk mevzuatlarının bu alanda geçmiÅŸten gelen bazı tecrübeler ile ÅŸekilleniyor olduÄŸu düÅŸüncesindeyim. Åžöyle ki; Sanayi kimyasallarının yönetimi üzerine ilk kapsamlı yönetmelik dönemin Çevre Bakanlığı tarafından 11 Temmuz 1993 tarih ve 21634 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüÄŸe girmiÅŸ ola “Zararlı Kimyasal Madde ve Ürünlerinin Kontrolü YönetmeliÄŸi”dir ve Güvenlik Bilgi Formlarının hazırlanmasına ve dağıtımına iliÅŸkin usul ve esasları belirleyen ilk yönetmeliktir. 
Bu yönetmeliÄŸin uygulanmasına dair daha sonra 11 Mart 2002 tarihinde 21634 sayılı Resmi Gazete’de 
Güvenlik Bilgi Formlarının Düzenlenmesine Ä°liÅŸkin Usul Ve Esaslar TebliÄŸi yayımlanmıştır. Bu tebliÄŸin 5. Maddesinde her ne kadar  ‘’Güvenlik Bilgi Formları güncelleme eÄŸitimi de dahil olmak üzere, uygun eÄŸitim almış profesyonel kiÅŸiler tarafından düzenlenir’’ diye belirtiyor olsa da bu anlamda eÄŸitim almış yeterli personel sayısına ulaşılmaması otoriteyi bunu bir sınava tabi tutma zorunluluÄŸu noktasına getirmiÅŸtir. Bu süreci takiben 2008 yılında yayımlanan 27092 sayılı Tehlikeli Maddeler Ve Müstahzarlara Ä°liÅŸkin Güvenlik Bilgi Formlarının Hazırlanmasiı Ve Dağıtılması Hakkında Yönetmelik kapsamında GBF hazırlayıcıların sınav ve sertifika sahibi olma zorunluluÄŸu getirilmiÅŸtir. Her ne kadar yönetmelik eÄŸitim konusunu bir ÅŸart olarak koÅŸmamış olsa da sınavda baÅŸarılı olabilmek için adaylar eÄŸitimlere katılmış bu vesileyle de yurdumuzda bu alanda eÄŸitilmiÅŸ kiÅŸi sayısında ve elde edilen bilgi seviyesinde kayda deÄŸer artış olmuÅŸtur. Bu eÄŸitim ve sınavların sektörün global rekabet açısından kat ettiÄŸi yolu sanırım benim gibi tüm endüstri üyeleri takdir edecektir. Zira bu sınav ve sertifikasyon gereÄŸi öncesinde hele ki ihraç ürünler için yurt dışında itibar edilecek bir etiket ve Güvenlik Bilgi Formu hazırlayacak kiÅŸi sayısı sektörün talebini karşılayamayacak seviyede idi. Her ne kadar bu hükmün devreye girdiÄŸi 2008 yılından itibaren sektöre yük getirmiÅŸ gibi görünse de bugün hem ihraç ettiÄŸimiz kimyasalların Etiket ve GBF’lerinin hazırlanmasında hem de ithal ettiÄŸimiz hammadde etiket ve GBF’lerinin anlaşılır ve mevzuata uygun bir dil ile hazırlanıyor olmasında bu yönetmeliÄŸin ve getirdiÄŸi sınav hükmünün yeri ve getirisi büyüktür. Amiyane tabiri ile öldürmeyen acının güçlendirdiÄŸi sözünde olduÄŸu gibi bu tür yükümlülükler yurdumuz endüstrisinin rekabet gücünü ve global pazardaki imajını güçlendiren sonuçlar doÄŸurmaktadır. 

Bu uygulamanın bir benzeri ÅŸimdi karşımıza KKDÄ°K YönetmeliÄŸi ile birlikte ‘’Kimyasal DeÄŸerleme Uzmanı’’ adı ile çıkmaktadır. Otoritenin bu anlamda endüstride hedeflediÄŸi kapasite ve personel artışı ilk baÅŸlarda endüstriyi zorlayacak olsa da ilerleyen dönemde gerek iç piyasada gerekse de global pazarda piyasaya sürülecek ürünlerimizin kimyasal Güvenlik DeÄŸerlemesinin firmalarımız personeli tarafında yapılabilmesine ve tüketici veya kullanıcıları tarafından güvenilerek kullanılabilmesine imkan saÄŸlayacaktır. Zira bu anlamda Kimyasal Güvenlik DeÄŸerlemesini yapacak kapasiteye sahip kiÅŸileri yetiÅŸtirememiÅŸ bir ülke olarak bu deÄŸerlemenin baÅŸka ülkeler ve uzmanlar tarafından bize dikte ettirilmesine ve ürünlerimize kapıların haksız yere kapatılmasına mahal vermiÅŸ olacağımız karşımıza çıkacak bir ihtimaldir.    

Yönetmelik hükümleri uyarınca ve konuları Ek-18’de belirtilen baÅŸlıklardan oluÅŸan toplam 64 saat eÄŸitim görme ÅŸartı bulunan Kimyasal DeÄŸerleme Uzmanları daha sonra TÜRKAK tarafından(TS EN) ISO/IEC 17024 standardına göre akredite olmuÅŸ kuruluÅŸların sınavlarına girecek ve 70 ve üzeri puan almaları durumunda Kimyasal DeÄŸerlendirme Uzmanı Yeterlilik Belgesi almaya hak kazanacaklardır. Bu açıdan bakıldığında gerek bu eÄŸitimler gerekse de sınav ve alınacak belge ile hem endüstrimizin tüm dünyada ülkeler tarafından zincirleme bir etki ile yürürlüÄŸe soktukları kimyasal kontrol mevzuatlarına uyumu anlamında yerli ve milli iÅŸgücü ve yeterlilik kapasitesine eriÅŸmesi saÄŸlanacak hem de bu alanda endüstri üyelerinde farkındalık ve bilinci arttıracaktır.

YönetmeliÄŸin birçok hükmünün 23 Aralık 2017 de yürürlüÄŸe girmesi ile Bakanlık eÄŸitim verecek kuruluÅŸları ve eÄŸitim programlarını onaylamaya baÅŸlayacak bunu takiben de sınav ve belgelendirme kuruluÅŸları önce programlarını Bakanlık onayına sunacak ve bu onay sonrası TÜRKAK ‘a akreditasyon baÅŸvurusu yapacaklardır. 

CRAD ekibi olarak bizler de endüstrimizi bu yeni yükümlülük karşısında desteklemek için gerek eÄŸitim gerekse de mevzuatın getirdiÄŸi diÄŸer yükümlülükler alanında desteklemeye ve ulusal ve uluslararası mevzuat uyumu alanlarında çözüm ortağı olmaya devam ediyor olacağız. 

 
 

BAÅžVURU FORMU

İLETİŞİM BİLGİLERİ